Yılmaz, kentin sadece üretimde değil, yeşil dönüşüm ve dijitalleşmede de öncü haline getirmek için var gücüyle çalıştıklarını açıkladı.
Manisa’nın ticaret, sanayi, tarım ve turizm sektörlerindeki mevcut durumu ve potansiyeliyle çok güçlü bir ekonomiye sahip olduğuna dikkat çeken Başkan Yılmaz, yürüttükleri projelerle kentin öncü kimliğini pekiştirmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Tarımsal ürünlerde maksimum verimliliği göz ardı edilmez
Yılmaz, “Manisa TSO ticaret, sanayi ve tarımda geliştirdiği projelerde ve yaptığı faaliyetlerde, kaynakların verimli kullanılması adına yeşil dönüşüm, sürdürülebilirlik ve dijitalleşmeyi ön plana alır. Sadece ticaret ve sanayi değil aynı zamanda tarıma dayalı sanayileşmeye de önem verir. Başka bir ifade ile ticaret ve sanayinin gelişmesine ön ayak olurken tarımsal varlıkların optimal kullanımının sağlanması ve tarımsal ürünlerde maksimum verimliliği göz ardı etmez.” dedi.
Kriterlere birçok açıdan uyum sağlamak zorundayız
Yeşil dönüşüm, Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik olmak üzere Enerji Verimliliği konularında atılması gereken adımların olduğunu açıklayan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlimizin bütün bu zenginlikleri sürdürülebilir kılması için başta Yeşil Dönüşüm, Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik olmak üzere Enerji Verimliliği konularında önemli adımlar atması gerekiyor. Aksi taktirde sahip olduğumuz rekabet avantajı ve tarımsal zenginliklerimiz risk altında olabilir. Manisa AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde her geçen gün yaygınlaşan ve zorunluluk olma yolunda olan Yeşil Dönüşüme daha çok önem vermeli. Bu zorunluluktan ziyade bizim için bir avantaja dönüşmeli. Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM), 2019 yılı Kasım ayında AB tarafından oluşturulan, Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde iklim değişikliği, sera gazı emisyonlarının azaltılması, yenilenebilir enerji kullanımı konuları olmak üzere, çevresel ve sürdürebilirlik konularında kriterler getirmekte. Ülke olarak 6 Ekim 2021 tarihinde onayladığımız Paris Anlaşması ile, uluslararası iklim değişikliği finansmanına erişimi de düşünerek, 2030 yılı itibari ile yüzde 41 emisyon azaltım taahhüdünde bulunduk. Yani ülke olarak bahsedilen kriterlere birçok açıdan uyum sağlamak zorundayız.”
İfade etmekte yarar var
Türkiye’nin ihracatının yüzde 40’ın AB ülkelerine yaptığına dikkat çeken Yılmaz, “AB Yeşil Mutabakatı göz önüne alındığında, en büyük ihracat ortağımız olan AB ülkelerine yapacağımız ticaret, belirtilen kriterlere uyulmaz ise, başta maliyet baskısı olmak üzere pazar kaybına kadar gidebilecek ciddi sonuçlar doğuracak Manisa olarak durumumuz farklı değil. Ülke verilerine paralel olarak, ihracatımızın yaklaşık yüzde 60’nı AB ülkelerine yapmaktayız. Daha önce AB üyesi olan İngiltere’yi de bu kriterlere uyacağı düşünülürse, AB’nin, Manisa ihracatında payı yüzde 70’lere ulaşmakta. Bu ihracat verilerinde, tarımın payı oldukça yüksek. Yaklaşık 8 milyar dolarlık ihracatımızın, 1 milyar doları tarım ürünlerinde gelmekte. Bütün bu hesaplamalar bize Yeşil Ekonomiyi ve Yeşil Dönüşümü benimsemek dışında bir seçenek bırakmamakta. Ayrıca bu kriterleri kabul etmek, sürdürülebilir, çevreyi ön plana alan bir ekonomi ve bir yaşam sunmakta. Bu kriterleri kabul ederek ve uygulayarak, tıpkı bir zamanlar Gümrük Birliği’nin ekonomimize getirdiği dinamizm gibi, önemli yararların sağlanacağını ifade etmekte yarar bulunmakta” dedi.