İzmir’in Menderes ilçesindeki Klaros Antik Alanı, yüzyıllar boyunca antik dünyanın kehanet merkezi olarak tanındı. Apollon’a adanmış kutsal alanda sürdürülen arkeolojik kazılar, artık Saya Holding’in ana sponsorluğunda daha güçlü ve sürdürülebilir bir şekilde ilerliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle ve Ege Üniversitesi’nin bilimsel liderliğinde yürütülen kazılar, Türkiye’de özel sektör, kamu ve üniversite iş birliğinin başarılı örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Saya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Mengi, bu desteği yalnızca bir sponsorluk değil, kültürel mirasa yönelik çok boyutlu bir toplumsal sorumluluk olarak tanımlıyor.
Kazıların tarihi ve stratejik önemi
Klaros, antik dönemde yalnızca bireyler değil, krallar ve şehir devletleri tarafından kehanet almak için ziyaret edilen bir merkezdi. Notion ve Kolophon antik kentleriyle kutsal yollarla bağlı olan Klaros, tarih boyunca hem dini hem de siyasi kararların alınmasında kritik bir rol oynadı. Tarihi kaynaklara göre,Büyük İskender’in rüyası Klaros kahinleri tarafından yorumlandı ve Smyrna’nın (İzmir) bugünkü yerleşim alanı bu kehanet doğrultusunda belirlendi.
Kazıların modern anlamdaki en önemli dönüm noktası ise 2001 yılında Ege Üniversitesi öncülüğünde başlatıldı. Günümüzde kazılar, Doç. Dr. Onur Zunal’ın bilimsel danışmanlığında, disiplinli ve metodolojik şekilde devam ediyor.
“Toprağa değil, medeniyetin kalbine dokunuyoruz”
Saya Holding’in katkısını değerlendiren Cem Mengi, bu iş birliğini şu sözlerle özetliyor:
“Klaros’a verdiğimiz destek yalnızca bir kazı alanına değil; kültür ekonomisinin gelişimine, yerel kalkınmaya ve uluslararası tanınırlığa yönelik sürdürülebilir bir katkıdır. Kültür, yalnızca devlete bırakılmayacak kadar büyük bir mirastır. Biz bu vizyonla hareket ediyoruz.”
Mengi, İzmir’in kültürel ve tarihsel potansiyelini henüz tam anlamıyla değerlendiremediğini; ancak Klaros gibi projelerin bu potansiyeli açığa çıkarmak için bir fırsat sunduğunu belirtiyor.
Kültürel hafızanın yeniden inşası
Kazı ekibinin başındaki Doç. Dr. Onur Zunal, Klaros’un yalnızca arkeolojik değil; tarihsel bilinç açısından da bir “hafıza mekânı” olduğunu söylüyor. Zunal’a göre burada ortaya çıkan her eser, geçmişin bilgisini bugüne taşıyor ve insanlık tarihine ışık tutuyor:
“Klaros yalnızca geçmişin sessiz tanığı değil; Apollo’nun bilgeliğiyle geleceğe ışık tutan bir kültür durağıdır.”
Klaros’un 3000 yılı aşkın süredir medeniyetlerin karar mekanizması olarak işlev gördüğünü ifade eden Zunal, kazıların yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda kültürel bir misyon taşıdığını vurguluyor.
Kültür ekonomisine katkı
Saya Holding’in Klaros’a verdiği destek, Türkiye’de özel sektörün kültürel kalkınmadaki rolüne dikkat çeken güçlü bir örnek. Avrupa’da Atina ve Roma gibi kentlerin kültürel miraslarını deneyim ekonomisine dönüştürdüğüne dikkat çeken Cem Mengi, Türkiye’nin de bu potansiyeli değerlendirmesi gerektiğini ifade ediyor:
“İzmir’in kültürel mirası, yalnızca korunmakla kalmamalı; diplomasi, turizm ve ekonomiyle bütünleştirilerek bir kalkınma motoruna dönüştürülmelidir.”
Klaros: İzmir’in sessiz gücü
Klaros, sadece geçmişin kalıntılarını değil; gelecek kuşaklara aktarılan kültürel hafızayı temsil ediyor. Saya Holding’in sürdürülebilir kültürel yatırım vizyonu sayesinde, bu antik merkez, yeni nesiller için bilgi, bilinç ve kalkınma odağı haline geliyor.
Kazılarla birlikte sadece taşlar değil, aynı zamanda bir medeniyetin belleği ve değerleri de gün yüzüne çıkarılıyor.Klaros artık yalnızca bir antik kent değil; kültürün, bilimin ve kalkınmanın ortak paydası olan yaşayan bir tarih projesi.
